AA- Doğuştan bedensel engelli çocuğun, arkadaşları tarafından hayata kazandırılması ve yürüyebilmesi için verilen mücadelenin anlatıldığı "Poşetten Kanatlar" filminin çekimlerinde sona yaklaşıldı.
Şevki Özcan, Gülnihal Demir, Yiğit Dölen, Ali İhsan Süzer, Mehmet Sağlam, Jale Ak ve Murat Kasal'ın aralarında olduğu oyuncuların rol aldığı filmin çekimleri, Bursa'nın Nilüfer ilçesinin kırsal Fadıllı Mahallesi'nde devam ediyor.
Filmin yönetmeni Mustafa Özer, AA muhabirine, senaryoyu okuduktan sonra konusunu çok beğendiğini ve hemen kabul ettiğini söyledi.
Fadıllı Mahallesi'nde çekimlerin sürdüğünü ifade eden Özer, mahallede vatandaşların esnafın yaklaşımından duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Özer, "Şu an çekimlerimizi yarıladık. Bir hafta, 10 gün kadar süremiz kaldı, çekim için. Güzel bir proje. İnşallah vizyonda güzel işler olur. Gerisini seyirci belirleyecek." dedi.
Yapımcı ve senarist Mustafa Duman da bu yapımda gerçek birkaç karakterden alıntılar bulunduğunu belirtti.
Bir grup insanın, bir kişinin hayalini gerçekleştirmeye çalışmasını beyaz perdeye yansıtacaklarını anlatan Duman, şöyle devam etti:
"Sağ olsun projeyi Faruk (Anbarcıoğlu) beye gönderdim ilk önce. Sayın vekilimiz alakadar oldu ve yapım ekiminde yer almak istedi. Bundan sonra Mehmet bey, Ali İhsan bey, hep beraber ortaklaşa bu projeye girdik. Setimiz gayet verimli geçiyor. Tiyatrocu ve oyuncu arkadaşlarla verimli bir kadro kurduk. En iyi şekilde projeyi sonlandıracağız. Zaten çekimlerimizde çok az bir süre kaldı. Güzel bir proje olacak. Sosyal sorumluluk projesi kapsamında değerlendirileceğine inanıyorum."
Duman, filmin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nden bir gün önce vizyona girmesi için yoğun çalıştıklarını belirtti.
Maddi destek sunduğu filmde muhtar rolünü canlandıran Bursa Kent Konseyi Şairler Yazarlar Çalışma Grubu Başkanı ve 22. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Faruk Anbarcıoğlu, senaryoyu çok beğendiğini ve bir sosyal sorumluluk projesi olarak değerlendirdiğini ifade etti.
Anbarcıoğlu, "Poşetten Kanatlar"ın konusu hakkında şunları söyledi:
"Engelli çocuğun arkadaşları, büyüklerin yapacağı, yani bizlerin yapmak istediğimiz ve bir türlü yapmadığımız bir şeyi gerçekleştiriyorlar. 'Onu oyunlarımıza nasıl dahil edebiliriz?' diye her gün proje uyguluyorlar. 'O çocuğu da oyunlarımıza katalım, onun da ayakları toprağa değsin.' gibi düşüncelerle hareket ediyorlar. Bu yaklaşık 35 yıl süregeliyor. Biz okullarda mezuniyet günleri, pilav günleri düzenleriz. Bu çocuğun yani Emir'in arkadaşları da 35 yıl boyunca senede bir defa köye geliyorlar, toplanıyorlar, 'Emir'i o tekerlekli sandalyeden nasıl kurtarabiliriz?' diye. İşte burada çocuklar tam ödüle layık bir projeye imza atıyorlar."
Anbarcıoğlu, bu eserden elde edilecek gelirin başka bir filme kaynak oluşturmasını planladıklarını ifade etti.
Söz konusu diğer filmle ilgili hedeflerine değinen Anbarcıoğlu, şunları kaydetti:
"Bursa'da, Çanakkale Savaşı'mızın çok muazzam çok mükemmel bir kahramanı var Müstecip Onbaşı ismiyle. Benden yönetmen arkadaşlar bunun senaryosunun yazılmasını istedi. Yenişehir'e gittim, günlerce aileleriyle bilgiler toparladım. Eğer kısmet olursa bu projemiz bittiğinde iyi bir kaynak oluşturabilirsek, Müstecip Onbaşı'mızı bütün Türkiye'ye tanıtmak istiyoruz. Çok muazzam bir kahraman ama ismi sadece köyünün okuluna verilmiş böyle bir kahramanımız var. Bu büyük kahramanımızı da Türkiye'ye tanıtmak istiyoruz. İşte bu filmden elde edilecek geliri Müstecip Onbaşı'nın hayat hikayesinin anlatıldığı, senaryosunu yazmış olduğum o filmde kullanmak üzere değerlendirmek istiyoruz."
Yönetmen yardımcısı ve oyuncu Şevki Özcan ise engelli bir çocuğun yaşanmış öyküsünü konu alan filmin setinin güzel geçtiğini, genç, yetenekli ve deneyimli oyuncularla çalıştıklarını, projede yer almaktan memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Emir, tekerlekli sandalyeye mahkum bir çocuktur. Akranları sokakta oynarken onlara dahil olamayan Emir'in bu durumuna üzülen arkadaşları, büyük bir mücadelenin içine girer. Emir'i yürütmek için planlar yapmaya çalışan çocuklar, tekerlekli sandalyesine kanat takmayı düşünür. Emir'i hayata kazandırmak isteyen arkadaşları uzun yıllar boyunca her sene bir gün köyde buluşup vefa günü düzenler. 35 yaşına geldiklerinde toplanan gençler, Emir'e sürpriz yaparak onu yamaç paraşütüne bindirmek ister. Bu mücadele beklenmedik bir olayla son bulur.