Rusya Enerji Bakanlığı’nın yazılı açıklamasında, “G20 enerji bakanlarının ortak toplantısı, Batı’nın sunduğu yıkıcı ve politize edilen öneriler yüzünden, üzerinde anlaşmaya varılan bir belge kabul edilmeden sona erdi. Bununla birlikte, enerji sektörünün işleyişine ilişkin birçok güncel konuya ilişkin temel yaklaşımlar oybirliğiyle desteklendi” ifadesine yer verildi. Görüşmede, enerji geçişlerini ulusal koşullar dikkate alınarak gönüllü olarak hayata geçirme ilkelerini içeren Bali Anlaşması’nın onaylanmasının önemli bir başarı olduğu kaydedildi. Bu çalışmanın sonuçlarının, Endonezya dönem başkanlığı açıklamasında ifade edileceği belirtildi. G20 görüşmesinin, eşi görülmemiş baskı ve yaptırımların, enflasyonist artışlar ve küresel tedarik zincirlerindeki aksamalarla birleşerek enerji piyasasını istikrarsızlaştırdığı ve çarpıttığı ve böylelikle dünya genelinde küresel ve ulusal enerji güvenliğini bozduğu küresel enerji krizi koşullarında geçtiğine dikkat çekildi.
Açıklamada, “Bazı ülkelerin eylemleri, piyasa mantığına aykırı ve kendi vatandaşlarının çıkarlarına zarar veriyor. Tüketim ve enerji kaynaklarına yönelik talep, siyasi baskı aracı olarak kullanılıyor. Yaptırımlara rağmen Rusya’nın enerji alanı ve ekonomisi istikrarlı olarak çalışmaya devam ediyor. Rusya, enerji kaynaklarının tedariki için sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek ve enerji ihracatını çeşitlendirmek için gerekli her şeyi yapıyor” ifadesine yer verildi. Küresel enerji sektöründeki durumun, iklim gündeminin hayata geçirilmesi sırasında bir dizi ülkenin 'yeşil' teknolojilere dengesiz geçişinden, enerji alanına yatırımların yetersizliğinden ve ileri teknolojilerin yayılmasıyla ilgili sorunlardan etkilendiği vurgulandı. Rusya Enerji Bakanlığı, “Mevcut enerji krizi, herkes için uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerji kaynaklarına erişimin sağlanması, enerji kıtlıklarının ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılması dahil olmak üzere sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasını zorlaştırıyor” diye kaydetti. Batı’nın uyguladığı politikanın, kalkınma ülkeler ve Batı’nın kendisi için olumsuz sosyoekonomik sonuçlara yol açtığı ve enerji yoksulluğunu şiddetlendirdiği ifade edilirken bazı ülkelerde, ilan ettikleri iklim hedefleri ile çelişen kömür üretimine dönüşün gözlemlendiği belirtildi.
Bu krizden çıkışın sadece ana sebeplerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olduğu kaydedilirken enerji sevkiyat zincirlerinin yeniden sağlanması ve dengeli enerji-iklim politikasının uygulanması gerektiği belirtilen açıklamada, “Özellikle, iklim üzerindeki etkiyi azaltma görevinin yerine getirilmesi, enerjiye erişimde kısıtlamalara yol açmamalı. Kömür enerjisinden radikal biçimde vazgeçmek yerine bu enerji kaynağının daha temiz biçimde kullanılması için ilerici teknolojilerin uygulanması tercih edilmeli. Düşük karbonlu geleceğe giden yolda, doğalgaz, geçiş yakıtı olarak önemini koruyor ve nükleer enerji, gelişmiş atıksız reaktörler ve hidroelektrik santraller önem kazanıyor” dendi. Açıklamada, “Geleneksel ve alternatif enerji kaynaklarını birleştirerek, karbon yakalama ve depolama teknolojilerini kullanarak iklim açısından nötr geleceğe doğru gelişebiliriz. Bu, ulusal planlara uygun olarak yapılmalı. Örneğin, Rusya karbon nötrlüğü elde etmek için bir ufuk seçti, en geç 2060” ifadesine yer verildi.
Rusya’nın, G20’yi küresel ekonomik yönetişimin önde gelen mekanizması olarak algıladığını ifade eden Rusya Enerji Bakanlığı, forumun daha önce defalarca, ABD’nin 2008’de kışkırttığı mali kriz veya koronavirüsün yayılmasının sonuçları gibi küresel ekonomideki acil sorunlara etkili tepkiye büyük katkıda bulunduğunu anımsattı. G20’nin, çok kutulu dünya düzeninin oluşmasına, ekonomik büyümenin teşvik edilmesine ve enerji güvenliğinin güçlenmesine yardımcı olmaya devam etmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, Bali’de kasım ayında yapılacak G20 Zirvesi’nin bu çabalara ek ivme kazandıracağı umudu ifade edildi.